- HAVA DURUMU:
-
Parçalı Bulutlu
21 Temmuz 2022 - 14:56
YO-YO SENDROMU
Sakarya Haber köşe yazarı Nurseda Aytaç, yo-yo sendromu konusunu kaleme aldı.
Merhaba Değerli Okurlarım,
Ben diyetisyen Nurseda Aytaç. İstanbul Medipol Üniversitesi Beslenme ve diyetetik bölümünden 2021 yılında mezun oldum. İki ay önce Akyazı’da, uzun zamandır hayalini kurduğum kliniğimde beslenme ve diyet danışmanlığı hizmeti vermeye başladım.
Bunun yanında, özellikle hastalıkların yoğun seyrettiği bu dönemde halkımızın sağlık ve beslenme bilincini geliştirmesini umduğum yazılara, alanımla ilgili faydalı olacağını düşündüğüm öneri ve bilgilere bana ayrılan köşemde yer vereceğim.
Yaz mevsimi denince birçokları için akla deniz, kum, güneş ile birlikte ‘fazla kilolardan kurtulma dönemi’ gelir. Daha fazla sosyal ortama girme, tatil planları, yaz döneminde iştahın azalması, yemeğe ayrılan vaktin azalması, diyet için motivasyonun artması gibi nedenler yaz döneminin diyet için ideal olduğunu düşündüren nedenlerden bazılarıdır.
Bu hikaye diyet geçmişi olanların birçoğuna tanıdık gelecektir: Kişi, yazın verdiği kiloları kışın geri almıştır. Bahara doğru kışın aldığı kilolardan kurtulmak ister ve sıkı bir diyete başlar. Defalarca kez diyet yaptığı için, ne yeyip içmesi gerektiğini, nasıl kilo vereceğini artık iyi biliyordur. Gerçekten de kilo verir. Fakat kilosunu korumakta başarılı olamaz. Fazla sürdüremeden, verdiği kiloları, hatta bazen fazlasını geri almaya başlar ve bu kısır döngü böylece devam eder...
Peki buna neden olan nedir? Bu noktada sizlere önemli bir kavramdan bahsedeceğim: Yo-yo Sendromu.
Yo-yo Sendromu Nedir?
İkiden fazla kez diyet geçmişi olanların pek çoğunda gözlemlediğimiz Yo-yo sendromu, aslında yukarıda anlatılan hikayenin kendisidir. zayıflama diyetleri ile birlikte verilen kiloların -çoğu zaman fazlasının- geri alınmasıdır. Çok sık zayıflayıp kilo alanlarda artık döngü haline gelmiştir. Bu döngü devam ettikçe kişinin metabolizma hızı iyice yavaşlar, kilo vermesi eskisinden daha zor bir hale gelir. Bu durum kişiyi hem fizyolojik hem psikolojik anlamda olumsuz etkileyebilmektedir.
Yo-yo sendromuna neden olan başlıca sebepler; bireyin hızlı kilo vermek için sosyal hayatına uygun olmayan diyetler yapması, tek tip beslenmeye dayanan diyetler, şok diyetler, çok düşük kalorili ve çok kısıtlayıcı diyetlerdir.
Peki buna nasıl bir son vereceğiz?
Öncelikle işe “8-10 kilo fazlam var, biraz sabredip ekmeği, tatlıyı tamamen keseyim, kilo verdikten sonra dilediğim gibi yerim.” düşüncesinden kurtularak başlamak gerekir. Çünkü biz diyetisyenler tarafından kilo vermek için hazırlanan zayıflama listeleri, aslında ömür boyu sürecek sağlıklı beslenme programlarının öğreticisidir. Bu dönemde ideal ağırlığa ulaşmaya çalışılırken, bir yandan da yaşam boyu uygulanacak sağlıklı beslenme düzeni öğrenilir. Eğer bir kronik rahatsızlığınız yoksa, yaşamınızın sonuna kadar çok sevdiğiniz ekmekten, makarnadan, patatesten, çikolatadan uzak durabilir misiniz? Öyleyse zayıflama diyeti yaparken de bunları yasaklamanın hiçbir anlamı yoktur. zayıflama süreci boyunca sevdiğiniz tüm bu yiyeceklere porsiyon kontrolü eşliğinde beslenmenizde yer vermezseniz, kilo verdikten sonra ne ölçüde yemeniz gerektiğini öğrenememiş olacaksınız ve eski yanlış beslenme düzenine dönüldüğü için verilen kilolar alınmaya başlanmış olacak.
UNUTMAYINIZ Kİ, SİZİ MUTSUZ EDEN BİR BESLENME DÜZENİ, SİZE UYGUN BİR BESLENME DÜZENİ DEĞİLDİR
Kısıtlayıcı, yasak dolu, tek tip diyetler kısa vadede kilo kaybı sağlasa da, kalıcı ve etkili bir sonuç sağlayamayacaktır.
Sonuç olarak, sağlıklı ve kalıcı kilo vermenin tek yolu, kendimizi aç bırakmadan, porsiyon kontrolü eşliğinde sağlıklı, dengeli, çeşitli ve bizi memnun edecek beslenme şeklini öğrenip, bu beslenme düzenini sürdürmekten geçiyor.
Umarım sizler için faydalı olmuştur. Okuduğunuz için teşekkür eder, sağlıklı günler dilerim.
Diyetisyen Nurseda AYTAÇ
Instagram: dytnursedaaytac
dyt.nursedaaytac@gmail.com
Etiketler :