Akyazı'da Mehmetçiğe destek yürüyüşü

Milli Birlik ve Düşünce Derneği (MBDD) Akyazı Şubesi, Afrin'de yürütülen Zeytin Dalı Harekatı'nda Mehmetçiğe destek amacıyla yürüyüş düzenledi.

Akyazı Milli Birlik ve Düşünce Derneği'nce Zeytin Dalı Harekatı’nda görev yapan Mehmetçiğe destek için yürüyüş düzenledi.
Yürüyüş, saat 17.00'de Gazi Süleymanpaşa Camii önünde başladı. Yürüyüşe çok sayıda kişi bayraklarıyla katıldı. Yürüyüş programına yeni göreve başlayan Akyazı Kaymakamı Mehmet Fatih Çiçekli, ATSO Başkanı Şinasi Bayraktar, Akyazı İlçe Müftüsü İzzet Şener, Akyazı MBDD Başkanı İbrahim Keleş, Serdivan MBDD İlçe Başkanı Hayati Özsipahi, TÜGVA Akyazı ilçe temsilcisi Ahmet Tekir, ve vatandaşlar katıldı.

Yürüyüş, Akyazı İlçe Jandarma Komutanlığı'nda sona erdi. İlçe Müftüsü Şener, şehit olan askerler için dua etti.
Akyazı MBDD Başkanı Keleş, İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Mustafa Hekimoğlu’na Türk bayrağına sarılı kuran-ı kerim verdi. Keleş Hekimoğlu'na "Genel başkanımızın liderliğinde ihtiyaç halinde Sakarya’da 10 bin asker olarak şu an şu dakika itibariyle teslim olmaya hazırız. " ifadelerini kullandı.

Milli Birlik ve Düşünce Derneği'nce yapılan açıklamada, erkeği, kadını, çocuğu, yaşlısı, doğulusu, batılısı ile fert fert bu milletin, Anadolu coğrafyasından her köy, her mahalle her sokak ve her evin bugün cephede, uğruna fidan gibi delikanlıların can teslim ettiği ulvi amacın farkında olduğu belirtildi.

Açıklama şöyle; "Neyin kavgasını verdiğimizin farkındayız. Niyetimizin temizliğine ise tarih şahittir. Dünyanın hangi mazlum coğrafyasına giderseniz gidin. Uzak Asya’dan, Bosna’ya, Yemen’den Çeçenistan’a kadar her yerde bir mezar sahibiyiz. Tüm mazlum coğrafyaların topraklarını kanımızla suladık. Çünkü bin yıldır, Anadolu topraklarında ilmek ilmek örülen medeniyet, bize bunu bir ödev olarak bildirdi. Mehmet Akif’in dediği gibi;

“Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,

Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!

Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım.

Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!”

Ey cahiliye dönemi müşrikleri gibi, önce kendine helvadan putlar yapan, sonra da “Nato yaptırımları işlevsiz”, “Birleşmiş Milletler faydasız” diyerek, eliyle yaptığı putu yemeğe oturan ikiyüzlü dünya! Bil ki adalet bizim karakterimizdir. Bin küsur yıllık ülkümüz ve davamızdır. Dünya’nın vicdanı omuzlarımızda, yolumuz kesin, bilincimiz açık… Milli dediğimizde neyi kastettiğimizi sen de biliyorsun ey Dünya! Birlik dediğimizde hayalimizdeki ufukların farkındasın. Biz de senin korkunun farkındayız!

Biliyoruz ki bu savaş kavimlerin savaşı değil, devletlerin savaşı değil, aşiretlerin savaşı değil... Bizce dünyada sadece iki millet var; Ehli İman, Ehli Küfür. İman edenler Allah yolunda savaşırlar, kâfirler ise tağut yolunda. İman edenler, ta Ammar ve ailesinden başlayıp, yüzbinlerce yiğit ile günümüze uzanan o kutlu şehadet zincirine katılırken, kâfirlerin leşleri dünyayı kirletir.

Biz ölmeye hazırız ve biliyoruz ki tarih boyunca ölmeye hazır olanlar, ölmeye hazır olmayanların karşısında galip gelirler.
Karşımıza düşman diye dikilen tabelalardaki isimler değişebilir. O tabelada dün Pkk yazıyordu, bugün Pyd, yarın ABD… Ya da alfabeden başka başka harf birleşimleri. Bizler kime karşı savaştığımızı biliyoruz. Ne uğruna savaştığımızı biliyoruz. Daha da önemlisi; uğrana savaşılacak bundan kıymetli bir davamız yok. Ölünecek daha hayırlı cephemiz bilmiyoruz!
İnsanlık onurunu tekrar ayağa kaldırmak, mazlumun yarasına merhem olmak için çıktığımız bu yolda, yanımızdaki herkes kardeşimizdir. Karşımızdakilere gelince…

Yıllar yılı zaaflarımızdan faydalanıp, ekmeğimizi yiyen, suyumuzdan içen, gazetelerimizi, iletişim imkânlarımızı yöneten, hatta meclisimize giren; 15 Temmuz gecesi ise; devletinin bekası için, alnını namluya, göğsünü tanka dayayan yiğitleri televizyon başından, petrol istasyonlarından ve ekmek sıralarından izleyen hainlerin maskesi düştü. Bu topraklarda iki yüz küsür yıldır süre gelen “asli unsur” sorunu çözüldü… Devlet kimindir herkes gördü. Şimdi ya önümüzü açın abilik yapın, ya başımıza geçin liderlik yapın ama sakın önümüzde durmayın!

Bizler sizin kirli siyasi oyunlarınızdan, çizilmiş sınırlarınızdan, uydurma isimlerinizden, kıymetsiz bayraklarınızdan, yapılarınızdan, putlarınızdan uzağız. Silahlarınızdan da korkmuyoruz, paranızdan da… Hesabını soracağız çiğnediğiniz insanlık onurunun, yurtlarından çıkarılan, yetim bırakılan çocukların. Yediğiniz tüm hakların davasını göreceğiz. Zulmettiğiniz her mazlumun, yaktığınız her canın hesabını soracağız. Ve ege sahillerine vuran, nur topu oğlan cenazelerinin kısasını alacağız. Öldürülen tüm çocukların kısas hakkı bizimdir. Hakkımızı alacağız!

Ya Rab muhakkak zafer senin. Amerika’sından, Avrupa’sına kadar, bozgunculuğu ilke edinmiş kim varsa, burada hangi yerel münafıklar ile iş tutuyorlarsa, kim şerri amaç, kâfiri yoldaş edinmişse onu kahret! Onları mağlup et. Ya Rap bizleri de önce bu davaya layık kıl, sonra bu davada memur et! Bizim ellerimiz ile sor sor mazlumların ahını! Bizim ellerimizi istihdam et ki yüreğimizdeki ateş sönsün. Biz senin davan için meydana çıktık. Senden başka kimseden korkumuz yok. Kavga bizim, şehadet bizim, zafer İslam’ındır"