- HAVA DURUMU:
-
Parçalı Bulutlu
POSTMODERN HAREKETLER BUNLAR-8
Sakarya Haber köşe yazarı Şehabeddin Mahir Tuna, Postmodern hareketler bunlar-8 konusunu kaleme aldı.
YAVAŞ YAVAŞ ALIŞTIRA ALIŞTIRA!
din içerisindeki HAK-BATIL ayrımına karşı olan postmodernizm, çoğulcu anlayışa yönelik faaliyetlerini ülkemizdeki dini yayınlar üzerinden de sürdürmüş ve Türk milletinde var olan geleneksel Ehl-i Sünnet inancını değiştirmek için hiçbir masraftan kaçınmamıştır.
Postmodernizm anlayışından biri de şöyledir: “Arılar en güzel balı yapmak için birçok çiçeğe konar. Her çiçekten en güzel özleri alır, kötüleri almaz. Sen de arı gibi ol! Dînî konularda ifade edilen farklı düşünceleri kendine göre Hak-Batıl ayrımına tabi tutup kimseyi dışlama! Her insanın doğrusu, hatası ve yanlışı olur. Sen de o insanların görüş ve eserlerinden faydalan, doğrularını al yanlışlarını alma!”
Oysa arılar, yaratılış itibariyle çiçeklerdeki faydalı özleri zararlı özlerden ayırabilme özelliğine sahipken, insanlar bu özellikte yaratılmadığından, makul gibi görünen bu kıyas son derece yanlış ve tehlikelidir. Bu nedenle bu anlayış, özellikle yeterli dini eğitimi ve bilgisi olmayan insanların, din öğrenme arzusuyla okuduğu kitaplardaki yanlış görüşlerden etkilenip, itikadi açıdan bozulmasına ve toplumda var olan geleneksel inancın yok olmasına neden olacaktır.
REFORMİST İSİMLERİN KİTAPLARI VE GÖRÜŞLERİ YAYILIYOR!
Reformist isimlerin eserlerinin topluma yayılması ilk önce daha çok “Müslüman Gazete” diye alınan gazeteler üzerinden yapıldı. Bu gazeteler öncelikle okurlarına ehl-i sünnet alimlerin kitaplarını ücretsiz olarak verdi ve halkın güvenini kazandı. Fakat bir süre sonra araya reformist isimlerin kitaplarını da karıştırıp dağıtmaya başladı. Bu şekilde yeterli dini bilgiye sahip olmayan halk, HAK-BATIL ayrımı yapamadan “dini kitap” diye hepsini evlerindeki raflarına yan yana koymaya ve okumaya başladı.
1970 li yıllarda ehl-i sünnet dışı birçok yorumun yer aldığı reformist Seyyid Kutub tefsiri Türkçe’ye çevrilip önce sponsorlar aracılığıyla birçok cami, vakıf ve derneğe, sonrada Akit Gazetesi tarafından okurlara ücretsiz dağıtıldı.
Bir süre sonra yine ehl-i sünnet dışı birçok Batınî yoruma sahip Muhammed esed’in “Kur’an Mesajı” isimli kitabı Yeni Şafak gazetesi tarafından, ayrıca bir dönem diyanete başkanlıkta yapan reformist Süleyman Ateş tefsiri de Milliyet ve Vatan gazetesi tarafından ücretsiz dağıtıldı.
28 Şubat Postmodern darbesi sonrası ise Başkanlıktan yeni bir tefsir hazırlanması istendi ve eski Diyalogcu Profesör Hayrettin Karaman öncülüğünde bir heyet tarafından 2003 Yılında “Kur’an Yolu” isimli yeni bir tefsir hazırlandı. Fakat hazırlanan yeni tefsirde elmalı tefsirinde olduğu gibi sadece İtikadda ehl-i sünnet ve amelde Hanefî mezhebine bağlı isim ve eserlere yer verilmedi. Aksine yeni tefsirde, ehl-i sünnete dışı birçok görüşleri olduğu bilinen İbn Aşûr, Şevkanî ve Muhammed esed gibi isimlerin eser ve görüşlerinden faydalanılırken birçok ayetin açıklaması ehl-i sünnet sınırlarında değil “Çoğulcu” bir anlayışta yapıldı.
EHL-İ SÜNNET’İ SAVUNMAK KİMLERE KALDI?
Ülkemizde doğru (Hak) inancı koruyan ehl-i sünnet zırhının kaldırılmasıyla, her geçen gün batıl ve sapkın bir düşünce din içerisine dâhil olup halkın inanç ve düşünce anlamında bölünmesine ve bozuk itikatlardan etkilenmesine neden oldu.
Kendini ehl-i sünnet’in kalesi olarak görenlerin bazıları sosyal medyada fazla beğeni alıp izlenmek için bin bir çeşit şarlatanlık yapmak ve kurdukları kanallarda “Yanmaz Kefen” satmakla meşgul! Bazıları taciz ve ufak yaşta evlilik davalarıyla uğraşırken bazıları da mensuplarının hangi partiye oy vereceğini belirlemek ve kurdukları ticari düzende sigara tüttürüp ceplerini doldurmakla meşgul! Gerçekten bu işin derdinde olup mücadele edenlerin sayısı ise artık çok azaldı ve sınırlı imkânlara sahip!
Hal böyle olunca artık hak-batıl ayrımı yapan ve batıla engel olan bir mekanizma kalmadığından onlarca farklı inanç ve yoruma sahip kişi ve gruplar “Batıl” yani “Bozuk” görüşlerini “Uydurulan Değil İndirilen din”, “Gerçek-Hak din” ve “Gerçek ehl-i sünnet” diye pazarlıyor!
Herkesin kendini “HAK” diğerlerini de “BATIL” gördüğü bir ortamda kafası iyice karışan halk ise müslümanlığı; Ya bir tarikat veya cemaate bağlanmakta, ya bilerek ya da bilmeyerek reformist-yenilikçi aklın peşine takılmakta, ya Laik-Seküler ya da din dışı deist veya ateist bir anlayışla yaşamakta görüyor!
***
Yetmiş yılda Hak mı değişti, Batıl mı değişti, Halk mı değişti de; Ehl-i Sünnet hassasiyetinden vazgeçilip eserlerde ve görüşlerde reformist isimlere yer verildi bilinmez. Ama birçok uyarı ve eleştiriye rağmen ehl-i sünnet dışı görüşteki isimlerin eserleri yeni baskılarla satışa, görüşleri ise Tv’lerden ve sosyal medya üzerinden yayılmaya devam ediyorsa, ülkemizdeki geleneksel dini anlayış çoktan değişmiş ve yerine çoğulcu anlayış yerleşmiş demektir.
Bir Sonraki Yazımızda Görüşebilmek Ümidiyle…
Şehabeddin Mahir TUNA
İlahiyatçı Yazar
sehabeddinmahir@gmail.com