Onlar bize Allah’ın emanetidir

Kaynarca’da vahşi bir cinayete kurban giden Emani Er-Rahman ve 10 aylık oğlunun cenaze namazı öncesi düzenlenen basın açıklamasında konuşan Başkan Toçoğlu, “Suriyeli ve diğer ülkelerden ülkemize sığınmacı olarak gelen herkese gönlümüzü açtık ve açmaya da devam edeceğiz” derken, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Abdurrahim Boynukalın, “Emani emanet demek. Biz bu bağlamda emanete sahip çıkanlardan olamadık” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal ise “Biz her zaman zalime karşı dik durduk

Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, Kaynarca’da bir ormana götürülerek tecavüz edildikten sonra 10 aylık oğlu ile birlikte katledilen 9 aylık hamile Suriyeli sığınmacı Emani Er-Rahman ve çocuklarının cenazesine katıldı. Orhan Cami’de gerçekleştirilen cenaze merasimine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Fatma Betül Sayan Kaya, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Abdurrahim Boynukalın, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Ali Çelik, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, , Vali İrfan Balkanlıoğlu, AK Parti MKYK Üyesi Recep Uncuoğlu, AK Parti Sakarya Milletvekili Şaban Dişli, AK Parti İl Başkanı Fevzi Kılıç, İl Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı, Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, STK Temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Cenaze namazı öncesi civar illerden gelen STK’lar tarafından bir basın açıklaması yapılırken, cenaze namazını Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez kıldırdı. Cenaze sonrası ise AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

 

Nefret suçu

Cenaze namazı öncesi civar illerden gelen STK’lar tarafından düzenlenen basın açıklamasında konuşan Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Kadın Kolları Başkanı Habibe Öcal, “Oluşturulmaya çalışılan algının aksine 2014 ve 2017 yılları arasında Suriyelilerin karıştıkları adliye olaylarının Türkiye’de yaşanan adliye olaylarına oranı yüzde 1,32’dir. Yaşanan her adliye olayını mülteciler ile bağlantılı hale getirmenin zamanla nefret suçu kapsamında değerlendirilebilecek boyutlara ulaşabileceğini ve bir arada yaşama kültüründe kalıcı yaralar açacağını görmek gerekir. Bu haberlerle oluşturulmaya çalışılan toplumsal gerilim eşliğinde 9 aylık hamile Emani Er-Rahman Sakarya’nın Kaynarca ilçesinde başına taşla vurularak, 10 aylık küçük oğlu ise boğularak katledildi. Memur-Sen olarak Sakarya’da yaşanan menfur olayı kınıyor faillerin en ağır ceza ile yargılanmasını talep ediyoruz” diye konuştu.

Cinayetlerin nedeni tartışma değil

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Avukat Uğur Yıldırım, “Bu hadise aslında bir tartışma sonucu olan bir hadise değil. Dün ilgili kişilerle yaptığımız görüşmelerde daha önce katil zanlısı kişilerle Suriyeli aile arasında bir tartışma yaşandığına ilişkin adli mercilere ulaşmış bir bilgi olmadığını öğrendik. Yaşanan maalesef uzun zamandır Türkiye’de bilinçsizce, belki de bilerek ve kasten Suriyelilerin üzerine oynanan oyunların bir neticesidir. Suriyeliler evlerine dönsün, Suriyeliler suç makinesi, Suriyeliler şu kadar para alıyorlar, biz işsizken onlara şu kadar yardım gidiyor gibi aslında her birinin altı boş olan fakat insanları manipüle etmeyi amaçlayan bir çok haber ve yazıyla maalesef bugünlere geldik. Bu cinayetlerin sorumlusu bir bakıma bu insanlardır.”

Huzuru sağlamak zorundayız

Üç canın hunharca katledilmesinin vicdanlara ateş düşürdüğünü söyleyen Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) temsilcisi Esra Hatipoğlu, “Zalim rejimin vahşetinden kaçan ve ülkemizde misafir olarak

ağırladığımız Suriyeli ailenin başına gelen acıyı yüreğimizde hissediyor, kendilerine Allah’tan rahmet, acılı ailesine sabırlar diliyoruz. Sığınmacıların bir hedef tahtası haline dönüştürülmesi, ülke içindeki huzur ortamının bozulmaya çalışılması, bizlere Türk toplumu ile sığınmacıların karşı karşıya getirilmeye çalışıldığını gösteriyor. Binlerce yıldır mazlumlara din, dil ve ırk ayırt etmeksizin umut götürmüş, güvenli bir liman olmuş topraklarımızda hepimizin emniyetini ve huzurunu sağlamak zorundayız” ifadelerini kullandı.

Altyapıyı hazırlayanlar da sorumlu

Türkiye’nin ve dünyanın her tarafından insanların bir arada ve kardeşçe yaşadığı Sakarya’da böyle bir hadise ile karşılaşmanın kendilerini derinden üzdüğünü ifade eden Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, “Sadece bu menfur olayı gerçekleştiren caniler değil, bir müddet bunun altyapısını hazırlayan, sosyal medyada buna altlık hazırlayan bir takım çevrelerin de bu işte bir sorumluluğu olduğuna inanıyoruz. Biz Suriyeli ve diğer ülkelerden ülkemize sığınmacı olarak gelen herkese gönlümüzü açtık ve açmaya da devam edeceğiz. Onları bir sığınmacı olarak değil kardeşlerimiz olarak görüyoruz. Bu hadise gerçekten hepimizi çok derinden yaraladı. Mahçup olduk, üzüldük . İnşallah bundan sonra da bu kardeşlerimize gönlümüzü ve kapımızı açarak bunu telafi etmeye çalışacağız” şeklinde konuştu.

Sembol bir duruş için buradayız

Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Abdurrahim Boynukalın, “Sakarya, Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından gelmiş göçmenlerin hepsinin huzurla, mutlulukla ve barış içerisinde bir kültür çeşitliliği ile yaşadığı bir coğrafya. O yüzden Sakarya’da böyle bir meselenin yaşanması bizim için çok üzücü oldu. Tabi ki aynı şekilde burada yaşanan mesele sadece ruh hastası iki psikopatın işlediği cinayet değildir. Basında, sosyal medyada mülteci düşmanlığı ile ilgili argümantasyonları ileri sürerek mültecilerin varlığını tartışmaya açarsanız, yarın bir gün bu toplumdan iki üç psikopat çıkar o insanların varlığını ortadan kaldırmaya çalışır. Emani emanet demek. Biz bu bağlamda emanete sahip çıkanlardan olamadık. Bugün bu cenazede Türkiye’nin vicdanının ölmediğini göstermek için en azından bu cenazenin bir yabancı düşmanlığına karşı sembol bir duruşun ifadesi olması için buradayız.”

İnsani değerlere ihanet

Cenaze namazı sonrası açıklamalarda bulunan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, “Müslüman olarak bize emanet olan bir anne ve çocuğu vahşi bir şekilde katledildi. Her şeyden önce bu bir insanlık suçudur. İnsanlığın üzerinde yükseldiği değerlere yapılan bir ihanettir. Her bir ferdimizin kullandığı dile çok dikkat etmesi gerekiyor. İnsanlığın, Allah’ın bize emaneti kardeşlerimizle ilgili bir nefret dili kullanılmasını kınıyoruz. Özellikle ölümden vahşetten kaçmış ve bize sığınmış olan bu mazlumlarla ilgili Türkiye’nin tarih boyunca tavrı hep bellidir. Biz her zaman zalime karşı dik durduk, mazlumun ahından korktuk. O yüzden bize emanet olan kardeşlerimizle ilgili sosyal medyada siyasetçi, sanatçı sorumluluk sahibi her kesimden insanın kullandığı dil konusunda daha hassas olması gerektiğini burdan bir kez daha söylüyoruz. Vicdanlarımızı bir kez daha gözden geçirelim. Sorumluluklarımızı kardeşliğimizi bir kez daha gözden geçirelim. Ve şunu unutmayalım onlar bize Allah’ın emanetidir” dedi.