Sakarya Haber köşe yazarı Şehabeddin Mahir Tuna, zenginlik isteyen nasıl dua eder konusunu kaleme aldı.
Zekât, Adem (a.s.)’dan beri gelmiş bütün Peygamberlere ve ümmetlerine farz olduğu gibi İslam dininde de farz olan, namazdan sonraki en önemli ibadettir. Öyle ki Hz. Ebubekir (r.a.) halife olduğu zamanzekat"> zekât vermek istemeyenler için “Vallâhi namazlazekat"> zekâtın arasını ayıranlarla savaşacağım. Çünküzekat"> zekât malın hakkıdır.” diyerek İslâm ordusunu göndermiş ve zekat vermeyenlerinzekat"> zekât vermelerini sağlamıştır.
Zekât zengin Müslümanların malından verdiği bir lütuf ve ikram değil, o mal üzerindeki Allah’a olan borçları ve ihtiyaç sahiplerinin hakkıdır. Bu nedenlezekat"> zekât veren bir Müslüman verdiğizekat"> zekât ile kibirlenip böbürlenmez ve lütuf edaları takınmaz. Aksine borcunu ödeyebildiği için Hz. Allah’a hamd eder ve borcunu ödemesine vesile olduğu için dezekat"> zekâtını verdiği fakire minnet duyguları besleyerek teşekkür eder.
ZEKÂT HESAPLANIRKEN YAPILAN YANLIŞLIKLAR
Özellikle ödeme planı uzun bir takvime bağlanmış olan ve ileriki yıllarda düzenli olarak ödenecek olan kamu, TOKİ, kooperatif, kredi ve taksit türü borçları olanlarla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanlardanzekat"> zekât mükellefi olanların bir kısmınınzekat"> zekâtlarını yanlış hesapladığı görülmektedir. Bu nedenlezekat"> zekâtla ilgili bazı detayların bilinmesi çok önemlidir.
KAMU, TOKİ, KOOPERATİF VE KREDİ TÜRÜ BORÇLARI OLANLAR
Bu tür uzun vadeli ve bir plan dâhilinde borcu olup, aynı zamanda kenarda nisab miktarı ticari mal, para veya altını olanların uzun vadeli borçları ve taksitleri maldan düşülmez. Bu nedenle sahip oldukları nisab miktarı mal ve paraları nedeniyle kendilerinezekat"> zekât düşer. Bunlarınzekat"> zekât hesaplamasında sadece günü gelmiş olan borçlar mevcut miktardan düşülür, ileri dönemin borçları ve taksitleri düşülmez! Örneğin bir kimsenin kenarda 100 gr altını ve bankada 50 Bin TL parası var. Aynı zamanda aldığı ev için de daha 36 ay taksit borcu var. Bu kimse kenardaki altını ve parası nedeniylezekat"> zekât vermek zorundadır.
TARIM MALLARINDA ZEKÂT 40’DA 1 DEĞİL 10’DA 1’DİR!
Tarım mallarınınzekat"> zekâtına “Öşür” denilir. Toplum içerisinde tarımla uğraşıpzekat"> zekât mükellefi olanların yaptığı en büyük yanlış; Tarım ürünlerini satarak veya tarım ürünlerinin değerini hesaplayarak 40’da 1 oranında zekât vermeleridir ki böyle yapanlarzekat"> zekâtını çok eksik vermektedir. Oysa Peygamberimiz (sav) “Yağmur ve nehir sularıyla sulanan toprak mahsullerinde onda bir; kova ile sulananlarda ise yirmide bir öşür gerekir.” buyurmuştur. Dolayısıyla pratik hesaplamayla; Tarım ürünlerinden elde edilen gelirden yapılan masraflar düşüler ve kalan tutardan 10’da 1 oranındazekat"> zekât (öşür) verilir. Örneğin tarladan 300 Bin TL lik ürün aldım ve bu ürün için toplamda 70 Bin TL gübre, işçilik vb. masraf yaptım. Masraflar düşülünce 230 Bin TL kalır ve bununzekat"> zekâtı 10’da 1, yani 23 Bin TL dir.
Kendisinezekat"> zekât düşen bir Müslüman’ın nakit ve altın gibi başkazekat"> zekât düşen malları olup, bunun yanında ayrıca tarım geliri de varsa, ikisininzekat"> zekâtı ayrı ayrı hesaplanarak toplanır ve ona göre verilir. Ayrıca tarım ürünlerinzekat"> zekâtı (öşrü) hemen verilir, üzerinden bir yıl geçme şartı yoktur!
HAYVANLARIN ZEKÂTI DA 40’DA 1 DEĞİLDİR!
Hayvancılık yapanlardan kendisinezekat"> zekât düşenlerinde hayvanlarınzekat"> zekât hesabını iyi bilmesi ve ona görezekat"> zekâtını hesaplayarak vermesi gerekir. Küçükbaş ve büyük baş hayvanlarınzekat"> zekât hesaplamaları farklıdır. Bu nedenle hayvanların değerleri hesaplanıp 40’da 1 olarakzekat"> zekâtı verilemez! Hayvancılık yapanların müftülere ya da işin ehli kimselerezekat"> zekâtlarını hesaplattıktan sonrazekat"> zekât vermesi eksik hesaplamaların da önüne geçecektir.
40’DA 1 KİMİN ZEKÂTI?
Nisab miktarı olan 80,18 gr altın veya bu değerde mal veya parası olup üzerinden bir yıl geçmiş olan bir Müslüman’a en az 40’da 1 oranındazekat"> zekât farzdır. Burada dikkat edilmesi gereken bir ayrıntı da 40’da 1‘in en az miktar olmasıdır. Oysa halk arasında en az verenlere “cimri” denir. Bu nedenle bilinçli bir kul kendini amel defterine en az verenlerden yazdırmamak için 40’da 1’i biraz daha arttırarak vermelidir. Ayrıca 100 TLzekat"> zekât vermek binlerce TL sadaka vermekten daha hayırlıdır ve daha sevaptır. Çünküzekat"> zekât farz olan bir ibadettir ve farzlar her zaman nafilelerden kat kat üstündür. Dolayısıylazekat"> zekâtlar verilirken bu ayrıntıları dikkate almak kulun menfaatinedir.
ORUÇ TUTAMAYANLAR FİDYE VERMELİDİR!
Ramazan günlerinde sağlık sorunları nedeniyle oruçlarını tutamayanlar; Tutamadıkları her gün için bir en az bir fidye miktarı bedel öderler. Bu bedel en az 70 TL olmak üzere kişinin bir gün yani iki öğün yemek bedelidir. Dolayısıyla bir kişi iki öğünde eğer 100 TL yiyorsa fidyesini de 100 TL olarak arttırarak vermelidir.
Rahatsızlığı nedeniyle oruç tutamayan bir kimsenin “Fidye” verebilmesi için; Hastalığının iyileşme ihtimalinin olmaması gerekir. Bu nedenle herhangi bir geçici hastalık nedeniyle oruç tutamayanlar, tutamadıkları oruç için “fidye” veremezler. Bu kimseler ramazan ayı sonrası iyileştiklerinde oruçlarını gününe gün kaza ederler.
ZENGİN OLMAK İSTEYEN NASIL DUA EDER?
Bilinçli bir Müslüman Cenab-ı Allah’tan zenginlik istiyorsa dua ederken “Allah’ım bana para ver, mal ver, zenginlik ver, şunu ver, bunu ver!” diye dua etmez! Dua ederken “Allah’ım benizekat"> zekât veren veya çokzekat"> zekât veren kullarından eyle!” diye dua eder. Çünküzekat"> zekât zenginlere farzdır ve kul ne kadar zenginsezekat"> zekâtı da o kadar fazla olur. Ayrıca veren el alan elden de üstündür. Bu nedenle fakir olduğu için Müslümanların fitre, fidye vezekat"> zekâtlarına talip olan ihtiyaç sahiplerinin de dualarında bu şekilde talepte bulunması kendileri için daha hayırlıdır.
İbadetlerimizin ve Dualarımızın Kabul Olmasını Yüce Allah’tan Niyaz Ederim.