BÖYLE ADAK OLMAZ!

Adak adamak (nezretmek) toplumuzda çok yaygın bir inanış olmasına rağmen adak adayanların birçoğu bu ibadeti yanlış uygulamakta ve Allah (c.c)’ın rızasını kazanmaktan uzak olarak adak eylemini gerçekleştirmektedir. Bu yazımızda toplumumuzda birçok kimsenin bilinçsiz ve yanlış olarak adak adamasının bir nebze de olsa önüne geçilmesine ve adak ibadetinin doğru bir şekilde yapılmasına vesile olur ümidiyle “adak” konusunu kaleme aldık. Yazımızı okuyup paylaşmanız bu ibadetin daha bilinçli yapılmasına katkı sağlayacaktır. 

 

 

Adak bütün dinlerde var olan ve “insanın yerine getirmeyi kendisine borç (vâcip) kıldığı, vaad ettiği şey” manasına gelmekte olup “dinen kendisine emredilmediği halde, kişinin farz veya vâcip türünden bir ibadeti yapacağına dair Allah’a söz vermesi” demektir.  Bu tariften de anlaşıldığı gibi bir adağın geçerli olması için adanan şeyin İslâm dininde farz veya vacip türünden (namaz kılmak, oruç tutmak, kurban kesmek, infakta bulunmak gibi) bir ibadet türünden olması gerekir. 

 

 

Toplumuzda adak adarken yapılan en büyük yanlış adağı bir şarta bağlamaktır. Örneğin “şu işim olursa bir kurban keseceğim veya oruç tutacağım”, “evim veya arabam olursa kurban keseceğim” gibi sözlerle (hâşâ) Hz. Allah ile pazarlık yaparmış gibi şarta bağlı olarak adak adamak Allah’ın rızasını kazanmaktan uzak ve adak ibadeti ile bağdaşmayan yanlış adak türüdür. Bununla birlikte bir kimse bu şekilde yanlış bir adak adanmışsa da adağını yerine getirmesi gerekir. 

 

Adak bir ibadettir ve tüm ibadetlerde olduğu gibi adak ibadetinde de niyet sadece Allah’ın rızasını kazanmak olmalı ve bu niyete herhangi başka bir menfaat karıştırmamalıdır. Bu nedenle adak adarken kişi herhangi bir dünya menfaati bekleyemez ve adağını bir dünya menfaati karşılığı yapamaz. 

 

 

Adak adamakla asla işlerin sonucu değişmez. Yani adak kaderde yazılanı değiştiremez. Bu nedenle kişinin istediği olduğu zaman onu yaptığı adağa bağlaması son derece yanlıştır. Nitekim Peygamberimiz (sav) “Adak hiçbir şeyi değiştirmez (sonucuna hiçbir fayda sağlamaz), ancak adakla cimrinin malı azaltılmış olur” buyurmaktadır. 

 

 

“Sadece Yüce Allah'ın rızası için ibadet sayılacak bazı şeyleri adamak geçerlidir ve sevaba bir yoldur. "Nezrim (adağım) olsun, yarın Allah rızası için oruç tutayım veya fakire şu kadar para vereyim" denilmesi gibi. Fakat dünyalık sağlamak için yapılacak adak makbul değildir. "Falan işim yoluna girerse, üç gün oruç tutayım, kurban keseyim, fakire para vereyim" gibi. Böyle dünyaya ait bir maksad için yapılan bir ibadet ve taat, kutsal bir maksada değil, dünyaya ait bir isteğe ve amaca dayanmış olur. Bu ise, ibadet ve taatlarda aranılan ihlâsa aykırıdır. Böyle bir adak kaderi değiştiremez. Mukadder ne ise, yine o meydana gelir.”

 

Fakat yanlış adanan adaklarla da olsa normalde Allah için elini cebine atmayıp cimrilik yapan birçok insanın cebinden hem de seve seve para çıkmakta ve bu vesile ile fakirlerin birçok ihtiyacı karşılanmaktadır. Belki de bu yüzden adak ibadetinin doğru olarak nasıl yapılması gerektiği din görevlileri tarafından halka yeterince anlatılmamaktadır. 

 

 Bir Sonraki Yazımızda Görüşebilmek Ümidiyle…