26 Nisan 2024|Cuma,03:13:17
 
  • HAVA DURUMU:
  • Parçalı Bulutlu
PİYASALAR Güncelleme : 26.04.2024
DOLAR
32,5145 0,09
EURO
34,9180 0,15
ALTIN
2.438,07 0,08
BİTCOİN
$64.505 0,25
HAFTANIN POPÜLER YAZARI
Av. Begüm Gencer Aytaç
Av. Begüm Gencer Aytaç5 SORUDA ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ (İZALE-İ ŞÜYU) UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK3 dakika da okunur
03 Aralık 2014 - 08:07
03 Aralık 2014 - 08:077 dakika da okunur 0 yorum Koleksiyona EkleŞİKAYET BİLDİR
Yön Bul Akademi
  • PAYLAŞ
7 dakika da okunur
0 yorum

Rektörlüğün “VETO” kararı Sakarya Barosu’nu Kızdırdı

Sakarya Barosu Başkanı Av. Zafer Kazan, İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal’ın katılımıyla Sakarya Üniversitesi’nde gerçekleştirilmesi planlanan “Hukuk ve Demokrasi” konulu konferansa, Üniversite yönetimince izin verilmemesine tepki gösterdi.

Rektörlüğün “VETO” kararı Sakarya Barosu’nu Kızdırdı
Yön Bul Akademi


Kazan, konferansa konulan engelin Sakarya Üniversitesi’nin itibarını zedelediğini öne sürerek, “Engel kararı SAÜ adına hoş bir intiba olmadı” dedi.

Açıklamasında, “Yasaklarla bir yere varılamaz” vurgusu yapan Baro Başkanı Zafer Kazan’ın konferansa konulan engele ilişkin o yorumu:

“İLK DEFA OLMUYOR”

Sakarya Üniversitesi’nde öğrenim gören Hukuk Fakültesi öğrencilerinin daveti üzerine “Hukuk ve Demokrasi” konulu konferansa icabet etmeye karar verdik. Böyle bir çalışma ilk defa olan bir şey değildi. Biz her yıl öğrencilerimizden gelen davetleri değerlendirdik ve mümkün olduğunca bu davetlere icabet ettik. Daha önceki baro başkanı da gitti, başsavcı da gitti, Hüseyin Hatemi de gitti, hakim de gitti…

“ÇOK HEVESLİLER”

Öncelikle Hukuk öğrencilerinin davetini takdirle karşıladık. Çünkü onların kendi okudukları bölümle ilgili olarak böyle bir konferans düzenlenmesini talep etmeleri hoş bir şeydi. Bu durum onları mesleklerine olan ilgilerini gösteriyor. Bundan ben de son derece memnunum. Hukuk öğrencileri geçmişte meclise de gittiler, yargı mercilerini de ziyaret etmeye çabaladılar. Onları hevesli görmek çok güzel… Biz de onların bu heveslerini görünce böyle bir çalışmayı desteklemek istedik, ancak engelleme ile karşılaştık. Bu da hoş olmadı.

“KOCASAKAL KISITLI ZAMANA RAĞMEN GELECEKTİ”

Ümit Kocasakal hem bir hoca, yani eğitimci, hem de baro başkanı… Öğrenciler sayın Kocasakal’ı ziyarete gidip, davet etmişler, ‘geçmişte baro başkanları geldi, değişik hocalarımızı davet ettik, siz de iştirak eder misiniz?’ demişler. Sayın Ümit Kocasakal da, yoğun olduğunu ama, buna rağmen davete zaman ayıracağını ifade etmiş…

Öğrenciler de çalışma başlattılar, gerekli müracaatları yaptılar. Söylediklerine göre üniversite salon tahsis etmiş, hatta ellerinde tahsise ilişkin belge de varmış.  Afişler hazırladılar, davetiyeler bastırdılar. Ama maalesef konferansa 2 veya 3 gün kala “Ümit hoca gelmesin. Gelmesi tartışma yaratır” dendi ve konferans iptal oldu. Bu hiç de hoş bir durum değildi. Konu “hukuk ve demokrasi” idi. Ümit hoca zaten kısıtlı zaman ayırabilmişti. Hukuktan bahsedip gidecekti. Neden bu kadar bu konu büyütüldü anlamış değilim.

“SEVMEK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ AMA…”

Bir insanın görüşlerini beğenirsiniz veya beğenmezsiniz o ayrıdır, ama o bir hoca, hoca olduğu kadar da bir baro başkanıdır. Görüşlerine saygı duymanız lazım. O katılamazken sadece benim o konferansa gitmem bana yakışmazdı. Kabul etmem de sözkonusu olamazdı. Ben de etmedim…

“HOŞ BİR İNTİBA OLMADI”

Konferansın iptali, şehrimiz ve üniversitenin itibarı açısından da iyi olmadı. Aynı zamanda şehrimizin üniversitesi adına da hoş olmayan bir intiba uyandırdı.

Demokrasi ve hukuk devleti diyoruz. Hele ki hukuk fakültesinde bu durumun yanlış olacağını savunuyoruz. Baro başkanlarının siyasi kimlikleri ön planda olamaz. Sayın Kocasakal herşeyden önce baro başkanı olarak davet edilmiş bir kişidir… Bunu dememize rağmen, hocamızın ve baro başkanımızın varlığından rahatsızlık duyuluyor kanaati uyanınca bu bizi derinden üzdü. Biz de üzüntümüzü ifade ettik. Ne yapabiliriz diye çare düşünürken, konferansı, Sakarya Barosu’nda yapmaya karar verdik.

“GEÇMİŞTE BAŞÖRTÜSÜ ZULMÜ YAŞANDI”

Özgürlüklerden yana bir insanım. Yasakların her türlüsüne karşıyım. Geçmişte bu ülkede yıllarca başörtüsü yasağı ve zulmü yaşandı. Yaşandı da ne oldu? Kin ve nefret üretmekten başka ne işe yaradı? Ne olurdu insanlar özgürce okusalardı?  

Ülkeler, yasaklarla, engellemelerle ve zulümlerle yıkılır. İnanç ve düşüncesini ortaya koyma hürriyeti, insanı ve ülkeyi yıkmaz. Siyasi görüşünden dolayı bir insanı düşman görmek, varlığını dışlamak bizim karşı olduğumuz şeyler…

Yasakları katagörize etmem. Yasak, yasaktır. İfade ne olursa olsun, ona karşı olan her şey yasaktır. “Devir değişti, şimdi biz de size yaşatacağız” anlayışıyla mı karşı karşıyayız? Düne kadar başörtülüler üniversiteye giremiyorken, “bu bir zulümdür” diyorduk. Bu tür zulümlere karşı çıkıyorduk. Şimdi başka biri, hele de bir baro başkanını üniversiteye almıyorlar. Yasak değişiyor ama, sonuç değişiyor mu?

“YASAKLAR İNSANLARI AYRIMLAŞTIRIYOR”

Madem geçmişte yapılanlar yanlıştı, bugün geçmişin yanlışlığını teyit etme yoluna gitselerdi, bu onları daha da onurlandırmaz mıydı? Bu tür şanslar, bu tür yasaklarla kaçırılıyor. Bu yasaklar insanları ayrımlaştırıyor, uçurumları derinleştiriyor. Bunlar ülkenin menfaatine olmadı, olmayacak da… Yani yasaklar kimsenin menfaatine değil… Bu durum sadece şahsi menfaatlerdir.

Çok üzgünüm. SAÜ’nün böyle bir olayla adının geçmesine üzüldüm Keşke olmasaydı. Biz baro başkanı  sıfatıyla orada olacaktık. Aile ortamında kendimizi göreceğimize inanmışken, konferansın çok  hoş bir ortamda geçeceğini düşünürken, iptal kararı her şeyi altüst etti… Mesele olumsuz hale dönüştü.

“YÖNETEN DE, YASAK DA DEĞİŞİYOR”

Bu işin de, ayrımcılığın da sonu yok. Yasak zihniyeti devam ettiği sürece bu iş yürümez. Ülkeyi yönetenler değişiyor, ama yasaklar da değişiyor. Bugün siyah, yarın kırmızı renkler mi yasak olacak? Kaldırın bu yasakları artık. Bütün renkler özgür olsun…

Ne vardı yani? Bunu engellemenin mantığı neydi? Özetle girişimlerimiz sonuç vermedi. Diyecek bir şey yok. Hukuk ve demokrasiyi konuşmak kadar şimdi demokrasinin nasıl olamayacağını da konuşacağız. Bunlar demokratik ülkenin uygulamaları değil. Bir insanı istemiyor veya sevmiyor olabilirsiniz tahammül göstermek zorundasınız.

“DIŞLAMA ANLAYIŞINDAN VAZGEÇİLMELİ”

Özgür sunumların sunulduğu bir yapıyı özlemeye devam edeceğiz gibi görünüyor… Umarız bu anlayış terk edilir. Dışlama anlayışına, hatta tehdit görme anlayışına son verilir. Herkesin fikirlerini rahatlıkla  açıkladığı bir ülke oluruz diye tememni ediyorum.

“MAHREMİYET GEREĞİ DEĞİNMEK İSTEMEM”

Rektörle konuyu telefonda görüştüm ama, görüşme mahremiyeti nedeniyle bu konuya değinmek istemiyorum.”

Öte yandan Sakarya Barosu Başkanı Zafer Kazan ve İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, 2 Kasım Salı günü Sakarya Barosu’nda konuyla ilgili bir basın açıklaması yapacak.

Etiketler :

Etiketlere göre arama:

Aramaktan Vazgeç