Yusuf Alemdar -  son sözü birlikte söyleyelim
29 Mart 2024|Cuma,05:35:32
 
  • HAVA DURUMU:
  • Parçalı Bulutlu
PİYASALAR Güncelleme : 29.03.2024
DOLAR
32,3654 0,15
EURO
34,9715 0,27
ALTIN
2.325,23 0,21
BİTCOİN
$70.710 2,07
HAFTANIN POPÜLER YAZARI
Ş. Mahir Tuna
Ş. Mahir TunaDÖKÜLEN SAÇLARIYLA GÖMÜLMEK İSTEYEN KADIN!5 dakika da okunur
14 Ağustos 2017 - 17:50
14 Ağustos 2017 - 17:5012 dakika da okunur 0 yorum Koleksiyona EkleŞİKAYET BİLDİR
MARMARA GÖZ
  • PAYLAŞ
12 dakika da okunur
0 yorum

İşte Bölge Hastanesi'nin yapılacağı yer

Sağlık Müdürü Aziz Öğütlü, Alandüzü’nde inşa edilecek bin yataklı hastaneyi bölge hastanesi olarak planladıklarını söyledi. İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Aziz Öğütlü, Yenihaber'e sağlıkta yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Öğütlü bin yataklı hastane için milletvekilleri ve belediye başkanlarından büyük destek gördüklerini belirtirken Vali İrfan Balkanlıoğlu’nun göreve gelir gelmez konuya el attığını söyledi. Öğütlü hastanenin Evrenköy ve Alandüzü arasında 2bin dönümlük makilik alan içindeki 4

İşte Bölge Hastanesi'nin yapılacağı yer
MARMARA GÖZ


Öğütlü yeni hastaneyle ilgili şu bilgileri verdi: Tüm radyoloji, onkoloji, yanık ünitesi, transplantasyon ünitelerinin içinde olduğu bölgenin tüm ihtiyacını karşılayacak bir hastane planlıyoruz. Bu hastane bittiğinde şehir merkezinde ki hastaneyi ikinci basamak hastane yapacağız. Buranın acili ise tam teşekküllü ve anında müdahale yapılabilecek bir acil servis olacak. Öncelikli tedaviler ikinci basamak hastane olarak bilinen bu hastanede yapılacak.

 

İl Sağlık Müdürü Aziz Öğütlü,  sağlık hizmetleri konusunda konuştuk. Göçmen vatandaşlara verilen sağlık hizmetleri, kadın doğum hastanesin, bin yataklı hastane, sağlık personeline yönelik şiddete ve yeni sağlık hizmetleri konusunda bilgilendirmesine başvurduk. Sağlık il Müdürü Doç.Dr. Aziz Öğütlü, sorduğumuz konuların başında ise ev sahipliği yaptığım mülteci vatandaşlara yönelik verilen sağlık hizmetleri oldu. Keyifle ve zevkle okuyacağınız bir söyleşi olacağına inanıyorum.

GÖÇMENLERE SIKINTISIZ HİZMET

Sayın Öğütlü, ilimizde çok sayıda mülteci ve göçmen vatandaş bulunuyor. Bizlerin ve göçmen misafirlerimizin en önemli çok ihtiyaç duyduğu hizmet ise sağlık hizmetleri. İlimizdeki mültecilere verilen sağlık hizmetleri hakkında bilgi verirmisiniz?

İlimizde misafir bulunan mülteci göçmen kardeşlerimiz sağlık hizmetlerinden en iyi şekilde faydalanıyorlar. İl Sağlık Müdürlüğü olarak başta çocukların aşılanması konusuna önem veriyoruz. İlk 5 yaş çocuklar için ülkemizde uygulanan aşılama sistemini bu çocuklarımıza uyguluyoruz. Takiplerini, Aile Doktorları, hastaneler ve Karaman Mahallesinde bulunan Göçmen Sağlık Merkezinde yapıyoruz. Bu Göçmen Sağlık Merkezimizde Hacettepe mezunu Irak asıllı bir doktorumuz var. Kendisi Türkçeyi ve Arapçayı çok iyi şekilde biliyor. Yine Arapça bilen bir hemşiremiz bu merkezde görevli. Buraya gelen vatandaşlarımız hiçbir sıkıntı çekmeden rahat bir şekilde sağlıkla ilgili hizmet alıyor.

Göçmen vatandaşlarla iletişim kurma konusunda sıkıntı yaşanıyor mu?

Şunu söylemek istiyorum. İşin güzel tarafı göçmen vatandaşlarımız Türkçe öğreniyorlar. Bilmeyenler ise Göçmen Sağlık Merkezimize başvuruyor. Bu merkez belirttiğimiz gibi tamamen onlara hizmet veriyor. Orada iletişim konusunda bir sıkıntı yaşanmıyor. Hastanelerde ise böyle bir sıkıntıya karşı, Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği bir kurs düzenledi. Pratik Arapça konuşma üzerine eğitim veriliyor. Bu kurslar hala devam ediyor. Özellikle, göçmenlerin çoğunlukta olduğu illerden, sağlık konusunda bilgi sahibi olan kardeşlerimiz buraya gelerek kısa bir eğitim alıyorlar. Hizmete katkı sağlıyor. İlimizde toplam 8 bin civarında bir göçmenimiz var. Bunlar toplu olarak bir yerde değiller. İl geneline yayılmışlar. Bunların bir kısmının durumları daha iyi olduğu için kendi imkanlarını kullanıyor. Zaten Sağlık Bakanlığımız göçmen sayısının 5 bini geçtiği noktalarda Göçmen Sağlık Merkezi kuruyor. Bizde bir tane açık. Bu sayı 10 bini geçerse ikinci bir merkez açılabilir. Ancak şu an için bu merkezimiz yeterli. Herhangi bir aksama olmadan aşılama başta olmak üzere her türlü hizmeti veriyoruz.

Sayın Öğütlü bin yataklı hastanesinde bazı gelişmeler yaşandı. Bin yataklı hastane neden gecikti. Son gelişmeler nelerdir?

Böyle büyük bir proje için, siyasi erkanın desteği gerekiyor. Son dönemde, milletvekillerimiz bu konuda çok büyük destek verdi. Bakanlıkla görüşmelerimizde, Ankara temaslarımızda bizlerle birlikte oldular. Yer konusunda belediyelerimizin çok büyük desteğini gördük. Sayın Valimiz, göreve gelir gelmez bu konuya el attı. Şuan Korucuk Mahallesinin altında, Evrenköy, Alandüzü arasında kalan 2 bin dönüm makilik alan var. Bu alanın içinde 400 dönüme şimdilik bin yataklı üçüncü basamak bir hastane düşünüyoruz. Tüm radyoloji, onkoloji, yanık ünitesi, transplantasyon ünitelerinin içinde olduğu bölgenin tüm ihtiyacını karşılayacak bir hastane planlıyoruz. Bu hastane bittiğinde şehir merkezindeki hastaneyi ikinci basamak hastane yapacağız. Buranın acili ise tam teşekküllü ve anında müdahale yapılabilecek bir acil servis olacak. Bu konuda bakanımızın da bir talebi var. Öncelikli tedaviler ikinci basamak hastane olarak bilinen bu hastanede yapılacak. Daha üst bir seviye tedavi gerekirse, o zaman bu yeni yapacağımız hastaneye, hastalar sevk edilecek.

Sayın Öğütlü sanayileşmenin hızla arttığı bir iliz. Dolayısı ile iş kazaları da buna paralel olarak artıyor. Organ kopmaları, parçalanmaları bunlardan bazıları. Plastik cerrahi ve mikro cerrahi birimleri ihtiyaç. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?

Aslında cerrahi olarak birçok vaka müdahale edebiliyoruz. Plastik cerrahide de aynı şekilde. Ancak mikro ve plastik cerrahide tam bir profesyonel kadro kurulamadı. Neden kurduğunuz kadro mecburi hizmeti bittikten sonra, tayin isteyebiliyor, istifa edebiliyor. İnşallah üçüncü basamak hastanede kurulduğunda bu sorunu aşacağız.

SAĞLIKLI HAYAT MERKEZLERİ GELİYOR

Vatandaşlarımızın sağlık hizmeti alırken uyması ve uygulaması gereken bir yol var mı? Örneğin tedavinin ilk aşaması, Aile Hekimliğinden başlıyor. Ancak, biz en son basamağa yöneliyoruz. Buda farklı sorunlara neden oluyor. Bu konuda uyarı ve yönlendirmeniz olacakmı?

Sağlık Bakanlığının yeni bir projesi var. Bakanlığımız Sağlıklı Hayat Merkezleri kuruyor. Bizde bunun ilkini Hendek’te açacağız. Bunların içinde, zayıflama salonundan, psikologlara, diyetisyenlere, diş hekimlerine, sosyal gelişim uzmanları, bağımlılıkla mücadele gibi bir çok konuda hem koruyucu, hem de belirli bir noktaya kadar tedavi edici hizmetler verilecek. Adapazarı, Geyve, Serdivan, Karasu ve Hendek’te ve Akyazı’da bu merkezler hayata geçecek. Bu merkezler hayata geçince, halkımızda direk bu merkezlerden devlet hastanesine gitmeden sağlık hizmet alabilecek. Hastalıkları konusunda bilgilendirilecek. Burada sistem şöyle işleyecek. Aile hekimleri hastayı görecek, ardından bu merkezlere gönderecek. Bu merkezlerde de hem korucuyu hem tedavi hizmeti yapacağız.  Daha sonra ikinci basamağa, gerekirse oradan da üçüncü basamağa ihtiyaca göre yönlendirilecek. Ayrıca, sağlık hizmetlerini tanıtmak için çalışmalarımız olacak.

SAĞLIKTA ŞİDDET AVRUPADAN DAHA AZ

Son zamanlarda ilimizde ve Türkiye genelinde sağlık çalışanlarına yönelik şiddet konusunu duyuyoruz. Bu konuda ne düşünüyorsunuz. Ne gibi önlemler alınıyor?

Biz her zaman söylüyoruz. Yaptığımız meslek kutsal bir meslek. Bu yardımcı sağlık personelinden, uzman doktoruna kadar herkes için söz konusu. Fedakarlıkla yapılan, özveri ile yapılan bir meslek. Örneğin bir hemşire hanım çocuğu hasta olduğunda nöbetini tutuyor. Çocuğunu teslim ediyor. Kendisi direk müdahale edemiyor. Komşusuna çocuğunu bırakıyor. Ama, nöbetini bırakamıyor. Neden çünkü kutsal bir meslek. Onlarca hasta ona emanet, ama o çocuğuna bakamıyor. Tüm mesleklere saygımız var ama, sağlık mesleğinde ki özveri, fedakarlığın bir rakibi yoktur diye düşünüyorum. Böyle bir durumda, aynı şekilde biz vatandaşlarımızdan da aynı özveriyi bekliyoruz. Bu hizmet karşılığıdır. Bizim önem verdiğimiz şey vatandaşımız. Bizim sağlık kuruluşlarımıza giren vatandaşımız çok değerlidir.  Eğer bir kuruluşlar içinde, sağlık çalışanının bir hatası, yanlış bir davranışı olursa bir gerekeni yapıyoruz. Bununla ilgili şikayet müesseseleri var, CİMER, BİMER, SABİM buralara yapılan müracaatlara bizler gerekeni yapıyor, eksiklerimizi hatalarımızı görüyoruz. Fakat, hiçbir zaman şiddet hak aramanın bir yolu olamaz. Biz vatandaşımızın hakkını araması için Sağlık Bakanlığına, demin saydığımız müesseselere başvurabilir. Ayrıca, bulunduğu kurum içinde idarecilere başvurabilir, müdürlüğümüze başvurabilir. Fakat şiddetle hak aranmaz. Bu hiçbir toplumun ve medeniyetin kabul edebileceği bir yol değil. Bunu ısrarla söylüyoruz. Bunun yanında şiddete uğrayan sağlık çalışanlarımız için de bir takım çalışmalarımız var. 10-15 yıldır bu konuda önemli bir yol katettik. Örneğin sözle veya fiziksel şiddete uğrayan bir sağlık personeli varsa, ‘Beyaz Kod’ dediğimiz bir uygulama var.  Bu numarayı arayan sağlık çalışanı gerekli olan tüm kurum, kuruluş ve kişileri çağırabiliyor. Çok hızlı bir sistem. Ve bu sistem dünyada yok.  Öte yandan istatistiklere baktığımız, bilimsel veriler eşliğinden Avrupa da yaşanan bu tür olaylardan daha az olaylar ülkemizde meydana geliyor. Ancak, ülkemizde bu olayların fiziksel ve ölümle sonuçlanması, ülkemizde daha ön plana çıkarıyor. Örneğin Gaziantep’te ki olay bunlardan biri. Hak arama konusunda, hem vatandaş, hem de sağlık personeli olarak şu anda her türlü yöntem söz konusu. Ama bizim istediğimiz, bunların hiçbirine gerek kalmaması.

Vatandaşlarla iletişim ve bu yollarla ilgili personeli yönelik eğitimler söz konusu mu?

Biz bu konuda sağlık çalışanlarına eğitimler veriyoruz. Psikologlardan ve bu tür olayları gerçekleştirebilecek kişilerle karşılaşıldığında ne yapılması gerektiği konusunda uzmanların deneyim ve bilgilerinden faydalanıyoruz. Şu unutulmamalı. Bu insanlar vatandaşa hizmet için var. Eğer vatandaş tebessüm ederse eminim sağlık çalışanı da ayrı şekilde davranır. İki tarafın da empati kurması gerekiyor. Sapanca’da meydana gelen olayda ise Avrupa kültürü görmüş bir kişinin asla ve asla böyle bir yapması anlaşılamaz.

DOĞUMEVİ GÜZEL OLACAK

Gündemimizde Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesinin otopark sorunu ve geciken Kadın Doğum Hastanemiz var. Bu konularda son durum nedir?

Sakarya olarak maalesef alüvyon topraklar üzerinde yaşayan bir şehiriz. Biz şehrimizde bir inşaat yaparken, bu konuyu dikkate alarak tüm önlemleri almamız gerekli. Kadın Doğum Hastanesi merkezde böyle bir toprak yapısının üstünde. Ama mecbursunuz, Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi orada. Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi olmadan, bir sistem düşünemezsiniz. Mecburiyetten yapılıyor. Hastane ile ilgili ilk olarak projede bir sorun çıktı.  Proje düzeltildi. 3 binin üzerinde bir fore kazık sistemi çakıldı. Ardından deprem izole sistemleri yapılıyor. Depreme dayanıklı bir yapı olacak. Ama, öyle bir sistem yapılıyor ki, o yapılanlarla şu an üç tane bina çıkabilirdiniz. Bu nedenle süre uzuyor ve para gerekiyor. Tabi bu önemli değil. Burası bir deprem bölgesi ve depreme dayanıklı bir hastane gerekli. Güzel bir hastane olacak. Projenin devamında bir katlı otopark söz konusuydu. Ama, şartlar nedeniyle bu şu an için söz konusu değil. Bu konuda, çözüm bulmak amacıyla, valimiz, milletvekilleri ve büyükşehir başkanımız ile bir toplantı yaptık. Orman Bölge müdürlüğü yetkilileri, Kamu Hastaneleri birliği görevlileri de bu toplantıya katıldı. İnceleme ve görüşmelerden sonra,  katlı otopark yapılacak bölgenin süresi daha olduğu için o bölgenin  otoparka dahil edilmesi söz konusu. Yine Orman Bölgenin arkasında bulunan 15 dönümlük bir  alan var. Hastanenin idari biriminin arkasında bulunan üç lojmanın bulunduğu yerin bize devredilmesi söz konusuydu. Sağlık Bakanlığı olarak bazı taahhütlerimiz var. İki üç ay içinde bitecek bu taahhütlerle o arazide otoparka dahil edilecek. Otopark sorunu böylece çözülmüş olacak.

Etiketler :

Etiketlere göre arama:

Aramaktan Vazgeç