27 Nisan 2024|Cumartesi,02:08:37
 
  • HAVA DURUMU:
  • Parçalı Bulutlu
PİYASALAR Güncelleme : 27.04.2024
DOLAR
32,4375 0,15
EURO
34,7411 0,66
ALTIN
2.439,70 0,14
BİTCOİN
$63.902 1,22
HAFTANIN POPÜLER YAZARI
Av. Begüm Gencer Aytaç
Av. Begüm Gencer Aytaç5 SORUDA ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ (İZALE-İ ŞÜYU) UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK3 dakika da okunur
08 Aralık 2022 - 12:47
08 Aralık 2022 - 12:475 dakika da okunur 0 yorum Koleksiyona EkleŞİKAYET BİLDİR
Toprak Turizm
  • PAYLAŞ
5 dakika da okunur
0 yorum

HIZLI YAŞAYANLAR

Sakarya Haber köşe yazarı Mine Yıldırım, hızlı yaşayanlar konusunu kaleme aldı.

HIZLI YAŞAYANLAR
Toprak Turizm


Günümüz teknolojisi ‘an’ın haberlerine ulaşmayı bize vadediyorken gazetelerin yapabildiği tek şey okurlarına dünün haberlerini ulaştırmaktır; yani dijital dünyada çoktan ‘mazi’ olmuş haberleri.. Üzülerek yazıyorum ki bu içinde bulunduğumuz çağın pratikleri için kabul edilir bir şey değildir. Çünkü artık ‘hız’ her şeydir. Hele ki söz konusu olan şey habercilik ise. Elbette haberciliğin doğasında hız her daim var olmuştur. Dolayısıyla hız meselesini yalnızca günümüz dünyası ile sınırlamak eksik bir bakış açısı olacaktır. 

1964 yapımı ‘Hızlı Yaşayanlar’ adlı film, hızın habercilik için ne denli önemli olduğunu ortaya koyması adına çarpıcı bir örnektir. Başrolünde Ayhan Işık’ın yer aldığı filmde Yeni Sabah gazetesinin nakliye şoförlüğünü yapan Orhan’ın (Ayhan Işık) ve diğer gazetelerdeki nakliye şoförlerinin (Milliyet, Tercüman, Ekspres) hikayesi konu edilir. Her biri kendi gazetesini en hızlı şekilde Ankara’ya ulaştırma çabasındadır. 

Orhan’ı işe kabul eden gazete çalışanının, “Gazeteleri yükleyecek; 5 saatte Ankara’da olacaksın. Başka gazetelerin arabaları seni geçerse önce parandan keser; sonra da işinden olursun” sözleri, hızın gazetecilik mesleği için ne denli önemli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. İkili arasında geçen bu konuşma Orhan’ın “Peki 5 saatten önce gidene pirim var mı?” sözleri ile devam eder. Karşı tarafın verdiği cevap ise dikkate değerdir: “Biz sizin ölmenizi değil yaşamanızı istiyoruz ama biraz hızlı yaşamanızı…”

Film boyunca hayatları pahasına gazeteleri verilen sürede dağıtım noktalarına ulaştırmak zorunda olan nakliye şoförlerinin ölümle yaşam arasındaki mücadelelerini izleriz. Film, nakliye şoförlerinden birinin kaza yaparak hayatını kaybetmesi ile sona erer. Son sahnede dış ses olarak Ayhan Işık konuşur: “Bugünkü dünyada hızlı yaşamayana hayat hakkı yoktur. Bundan sonraki nesiller de refah içinde olmak için onlar gibi hızlı yaşayacaklardır…” 58 yılı aşkın bir süre önce çekilen bu toplumsal gerçekçi film hızın, dünyayı yavaş olana geçit vermeyecek şekilde kuşatmış olduğunu habercilik pratikleri üzerinden anlatma çabasındadır.

Bu anlamda hız sadece günümüz dünyasının değil 60’lı yılların da bir gerçeği olarak karşımıza çıkmaktadır. Fakat konuyu daraltarak yalnızca habercilik bağlamında olaya yaklaşacak olur isek söz konusu dönemde gazetelerin hızı büyük oranda nakliye şoförlerinin hızına bağlı iken günümüzde ise gazetelerin internet sayfalarını ne kadar sürede güncellediğine bağlıdır.

Filmin yönetmeni Nevzat Pesen’in öngördüğü üzere sonraki nesiller olan bizler de tıpkı filmdeki nakliye şoförleri gibi hızlı yaşamak durumundayız. Fakat onlardan ayrıldığımız önemli bir nokta vardır; dijitalleşme ile birlikte zaman dolayısıyla da hız kavramına bakışımız ciddi ölçüde değişmiştir. Tıpkı bir GSM operatörünün reklam filminde de dikkat çekildiği üzere “internetimizin hızına alışan bizler aynı hızı hayatın her anından beklemekteyiz” artık. Dolayısıyla söz konusu reklamda gösterildiği gibi yemek programını izlerken yemeği şeften daha önce tamamlayan ve “çok yavaşsın şefim” diyen; yazdığı mesajın üzerinden iki saniye geçmişken henüz bir yanıt alamadığı için ilişkisini sorgulamaya başlayan ya da uzaya gönderilen roketi televizyondan izlerken “daha hızlı olabilirdi” diye söyleyen bireylere dönüştük her birimiz. 

Bu anlamda 21. Yüzyıl insanı için hız ve hızlı olmak bambaşka şekillerde tanımlanmaktadır. Çünkü zaman eskiden olduğu gibi ‘tik tak’ şeklinde değil tek ‘tık’ şeklinde aktarmaktadır artık günümüzde. Böylesi bir ortamda gazetecilik pratiklerinin de aynı kalması düşünülemez elbette. Teknolojinin gelişmesi, dijitalleşmenin hayatın her alanında kendini hissettirmesi ve bunun bir uzantısı olarak hızın bu denli kutsanması haberciliğin doğasını dönüştüren temel parametreler olarak karşımıza çıkmaktadır.

Günün Sözü;
Gazete’nin ışığı başkadır, o bambaşka bir ışıktır. (Kadir Savun)

FİLMİ İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Faydalı Olması Dileğiyle..
Mine YILDIRIM
mineyildirim@akyazihaber.com

YORUM YAP
Adınızı yazınız
Yorumunuzu yazınız!

İLGİLİ HABERLER

Etiketlere göre arama:

Aramaktan Vazgeç