20 Nisan 2024|Cumartesi,13:03:44
 
  • HAVA DURUMU:
  • Parçalı Bulutlu
PİYASALAR Güncelleme : 20.04.2024
DOLAR
32,5004 0,08
EURO
34,6901 0,12
ALTIN
2.496,45 0,48
BİTCOİN
$63.619 1,75
HAFTANIN POPÜLER YAZARI
Av. Begüm Gencer Aytaç
Av. Begüm Gencer Aytaç5 SORUDA ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ (İZALE-İ ŞÜYU) UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK3 dakika da okunur
30 Eylül 2022 - 17:49
30 Eylül 2022 - 17:495 dakika da okunur 0 yorum Koleksiyona EkleŞİKAYET BİLDİR
MARMARA GÖZ
  • PAYLAŞ
5 dakika da okunur
0 yorum

KARNIMIZ MI AÇ, BEYNİMİZ Mİ?

Sakarya Haber köşe yazarı Nurseda Aytaç, karnımız mı aç beynimiz mi konusunu kaleme aldı.

KARNIMIZ MI AÇ, BEYNİMİZ Mİ?
MARMARA GÖZ


 
Hepimizin bildiği gibi beslenme, insanın yaşamını sürdürebilmesi için gerekli ihtiyaçların başında gelmektedir. Besinler vücut için enerji kaynağı olarak kullanılmasının yanı sıra zihinsel faaliyetler ile ilgili birçok mekanizmaya da etki etmektedirler. Beslenmek başta sadece fizyolojik bir ihtiyaç gibi akla gelse de yapılan araştırmalar gösteriyor ki insanlar huzursuzluğu gidermek ve stresi azaltmak için yemek yemeye yönelmektedir. Bu beslenme şekline “duygusal beslenme” adı verilmektedir. Duygusal beslenme, açlık hissi nedeniyle ya da öğün zamanı geldiği için değil, sadece duygulara cevaben ortaya çıktığı varsayılan beslenme davranışıdır. 
 
Kaygı, öfke, üzüntü, stres, boşlukta olma, yalnızlık, başarısızlık, değersiz hissetme gibi duygular bireyi duygusal beslenmeye yönlendiren duygusal durumların başında gelmektedir. Bu tür duyguları bastırmak üzere tercih edilen yiyecekler ise sağlıklı besinler değil, şekerli ve yağlı, yüksek kalorili besinlerdir. Çünkü bu tür besinler mutluluk hormonu salgılatarak bireye anlık mutluluk verirler. Anlıktır, çünkü kontrolsüzce yerken mutlu eden yiyecekler, yeme işlemi bittikten sonra suçluluk hissettirirler. Bu suçluluk duygusu bireyi daha fazla strese sokar, stresten uzaklaşmanın yolu ise bu döngünün tekrarı haline gelir. Hazır paketli gıdalar, fast foodlar, gazlı içecekler, çikolata ve şekerlemeler gibi boş enerji kaynakları, bu besinlere örnek verilebilir. 
 
Duygusal beslenme davranışı zayıf ya da normal kilolu bireylerde de zaman zaman görülse de,  yüksek kilolu bireylerde daha fazla sıklıkta karşımıza çıkmaktadır. Bu bireyler yemek yiyerek olumsuz duygulardan kurtulmaya çalışırken yeme dürtüsü ile sürekli baş etmeye çalışmak zorunda hissetseler de, yapılan araştırmalar özellikle yüksek kilolu ve obez bireylerde dopamin (mutluluk hormonu) yetersizliği olabildiğini, bu eksikliği gidermek için şekerli ve yağlı yiyecekler seçmeye eğilimli olduklarını, hatta tüketmeye bağımlı hale geldiklerini göstermektedir.
 
DUYGUSAL BESLENME İLE NASIL BAŞA ÇIKILIR?
Değişim her insan için zor olabilir. Özellikle konu beslenme ise, hayatın merkezinde yer alan bu alışkanlıklardan vazgeçmek kolay olmayacaktır. Ancak unutulmamalıdır ki, olumsuz duygular karşısında nasıl davranıldığı bireyin kendi iradesi ve otokontrolüne bağlıdır. 
 
Öncelikle açlığımızın fizyolojik mi (gerçek açlık), duygusal mı olduğuna karar vermeliyiz. Fiziksel açlık yavaş yavaş gelişir, yemek yedikçe açlık hissi azalır, yemeğin yavaş yenmesi sorun değildir. Seçici davranılmaz, karnı doyurmaya odaklanılır. Duygusal açlık ise birden ve şiddetli gelişir. Bireyin midesi değil, beyni açtır. Çoğunlukla olumsuz duygular sonrasında gelişir. Özellikle şekerli, unlu ve yağlı yiyecekler seçilir. Çoğu zaman ne kadar hızlı yenildiğinin farkında olunmaz, kişi yemeyi bıraktığında düşünmeden yediği onca şeyi nasıl bitirdiğine şaşırabilir.
 
Duygusal beslenme ihtiyacı hissedildiği durumlarda birey kendisine bu besinlerin hayatındaki hiçbir problemi çözmek için bir yol olmadığını, ancak geçici bir mutluluk sağlayabileceğini hatırlatmalıdır. Duygular yok sayılmamalı ve beslenme ile geçiştirilmemelidir. Birey bu davranışlardan uzaklaşmak ve kilo vermek için kendisine hayali, ulaşamayacağı hedefler değil, kısa vadeli haftalık hedefler koymalıdır. Sevdiği aktivitelere yönelmek, gezilere çıkmak, sosyal çevre ile daha fazla zaman geçirmek, yürüyüş yapmak duygu durumunu olumlu etkiler ve bireyi motive ederek hedefe ulaşmayı kolaylaştırır. 
 
Unutulmamalıdır ki, yüksek kiloların daha çok fizyolojik yönüne odaklanılmakta ve çoğu zaman buna neden olan psikososyal faktörler göz ardı edilmekte olsa da psikolojik durum beslenmeyi etkilerken, duygusal beslenme psikolojik ve fizyolojik rahatsızlıkları beraberinde getirebilir. Bu sebeple birey duygusal beslenmeye neden olan problemleri çözecek gerçek çözüme yönelmeli, gerekirse bu konuda psikolojik destek almaktan çekinmemelidir. 
 
Umarım sizler için faydalı olmuştur. Okuduğunuz için teşekkür ederim.
 
Dyt. Nurseda AYTAÇ
Instagram: dytnursedaaytac
dyt.nursedaaytac@gmail.com
YORUM YAP
Adınızı yazınız
Yorumunuzu yazınız!

Etiketlere göre arama:

Aramaktan Vazgeç