SONBAHARDA BESLENME ÖNERİLERİ

Sakarya Haber köşe yazarı Nurseda Aytaç, sonbaharda beslenme önerileri konusunu kaleme aldı.

Bir yaz mevsiminin daha sonuna geldik. Artık esinti ve yağmurları ile birlikte Eylül ayına, sonbahara girmiş bulunmaktayız. Küresel ısınma dolayısıyla mevsim kaymaları yaşanması ve yaz sıcaklarının devam etmesi, bizlere mevsim geçişinde olduğumuzu fark ettirmeyebilir. Oysa sonbahar dönemi, yaklaşacak soğuk havalara, dolayısıyla soğuk algınlığı, grip, bronşit, halsizlik ve kış aylarında artış gösteren depresyon gibi durumlara karşı hem bağışıklığımız hem de ruh halimiz adına direnç kazanma dönemidir. Bunların yanında, kilo vermek isteyenler için de bol çeşitli sebzesi, meyvesi ve serin havasıyla değerlendirilmesi gereken önemli bir fırsat olacaktır.

sonbahar yürüyüş mevsimidir.
Yazın hava sıcaklığı nedeni ile dışarıda kalabilme toleransı azalırken açık alanda tempolu yürüyüşler yapmak zor bir hale gelebilir. sonbahar ile birlikte havanın serinlemesi, yürüyüş yapmak için daha avantajlı bir ortam sunar. Yürüyüş yapmak bağışıklık sisteminin güçlenmesi, metabolizmanın canlanması ve kilo kontrolünün sağlanması için çok önemli olmasının yanı sıra, doğal antidepresandır. Araştırmalar gösteriyor ki, egzersiz ile birlikte olumsuz düşüncelere odaklanma azalmakta, mutluluk hormonu salgılanmakta, egzersiz sırası ve sonunda bu düşünceler yerini daha pozitif düşüncelere bırakmaktadır. Önümüzdeki haftalarda doğada turuncu-kahverengi tonlarında manzara ile bu yürüyüşler çok daha zevkli bir hale gelecek, sevdikleriniz ile sosyalleşmek açısından da iyi bir fırsat olacaktır.

Serin havalarda su içmeyi ihmal etmeyin.
Sıcak havalarda özellikle terlemeyle birlikte suya olan ihtiyaç oldukça artarken, serin havaların gelmesi ile birlikte su içme isteği doğal olarak azalmaktadır. Fakat su içme isteğimiz azalsa da, ihtiyacımızın devam ettiğini unutmamak gerekir. Sıcak içecekler tüketmek her zaman su ihtiyacımızı karşılamaz. Günlük en az 2 litre su içmeye devam etmeliyiz ancak her bireyin içmesi gereken su miktarı birbirinden farklıdır. Tüketilmesi gereken su miktarı ve su içimini artırmaya yönelik detaylı bilgi için, “Günlük Ne Kadar Su Tüketilmeli?” yazımı okuyabilirsiniz.

sonbaharın bol çeşitli sebze ve meyvelerinden yararlanın.
sonbaharda yaz sebze ve meyvelerini tüketmeye devam edebilirken, özlenen sebze ve meyveleri raflarda tekrar görmeye başlamaktayız. C vitamini ve antioksidan deposu ıspanak, brokoli, kereviz, turp, kırmızı pancar, maydanoz gibi sebzeler bağışıklık sistemini güçlendirip hastalıklara karşı koruma sağlarken lifli yapıları ile uzun süre tok tutar ve bağırsak sağlının korunmasına, dolayısıyla zayıflamaya da yardımcı olurlar. sonbahar meyvelerinden nar enfeksiyonlarla savaşmakta ve kalp-damar hastalıklarından korumaktadır. Üzüm, resveratrol içeriği ile kolesterol seviyesini dengeler, güçlü antioksidan olması nedeniyle vücudu olumsuz etmenlere karşı savunur. Yine bu mevsimin meyvelerinden olan elma, yüksek lif oranına sahip olmasıyla uzun süre tokluk sağlar, sindirimi kolaylaştırır, metabolizmayı hızlandırır ve kilo vermeye yardımcı olur. Elbette bu meyveler her ne kadar sağlık kaynağı olsa da, porsiyon kontrolü ile tüketilmelidir. Gereğinden fazla meyve tüketmek karaciğer ve pankreası yorar, kilo alımına sebep olur. Özellikle diyabet hastaları meyve tüketiminde aşırıya kaçmamaya dikkat etmelidir.

Sağlıklı protein ve yağ kaynaklarını ihmal etmeyin.
Soğuk havalar yaklaşırken güçlü bağışıklığın sürdürülebilmesi ve metabolizma hızının gerekli düzeyde kalması için beslenmemizde sağlıklı protein ve yağ kaynaklarına yer vermek çok önemlidir. Kahvaltıda yumurta ve peynir, sebze yemeklerinin yanında yoğurt ya da ayran, ana yemeklerde kırmızı et, tavuk ya da balık tüketilmesi önemlidir. Haftada 2 kez balık yeme tavsiyesini herkes en az bir kez duymuştur. sonbahar mevsimi bunun için elverişli olacaktır. Balık, omega-3 deposu olması nedeniyle bağışıklığı güçlendirir, kötü kolesterolü düşürür, kalp sağlığını korur. Özellikle çocuklarda zeka gelişimini ve algılama yeteneğini artırır. Sağlıklı yağ kaynaklarından olan ceviz de iyi bir omega-3 kaynağıdır, kalp-damar hastalıklarından koruyucudur ve E vitamini içeriği ile bağışıklık sisteminde büyük rol oynar. Çiğ fındık ve çiğ badem ise özellikle arjinin içerikleri ile savunma mekanizması geliştirmesi ve kalp ve damar sağlığını koruması açısından beslenmemizde dört mevsim yer vermemiz gereken besinlerdendir.

Umarım sizler için faydalı olmuştur. Herkese hastalıklardan uzak, sağlıklı ve huzurlu bir sonbahar dilerim.

Diyetisyen Nurseda AYTAÇ
Instagram: dytnursedaaytac
dyt.nursedaaytac@gmail.com