Dünya’nın Ruhu Geride Mi Kaldı?

Meksika'da İnka tapınaklarına çıkmak isteyen Avrupalı bir grup arkeolog, birkaç yerli Kızılderili rehber ile yola koyulur. Dağın tepesindeki tapınaklara giden uzun yolu, kısa bir sürede yarılarlar. Aynı hızla biraz daha yol aldıktan sonra, Kızılderililer kendi aralarında konuşup birden yere öylece oturup beklemeye başlarlar.

Tabii Avrupalı arkeologlar buna bir anlam veremezler. Saatler sonra, yerliler kendi aralarında konuşup tekrar yola koyulduktan sonra tepenin üstündeki görkemli İnka tapınaklarına varırlar. 

Arkeologlardan biri, yaşlı rehbere, “Hiç anlayamadım, niye yolun ortasına oturup saatlerce yok yere bekledik?”

Kızılderili yaşlı rehberin cevabı ise; “Çok kısa sürede çok hızlı yol aldık, ruhlarımız bizden çok geride kaldı. Oturup ruhlarımızın bize yetişmesini bekledik.”

Kısa süre içinde yaşanan baş döndürücü teknolojik gelişmeler bununla ile birlikte gelişen rekabet ve acımasız tüketim furyası, sınırsız lüks algısı, hep ve dahası için hesapsız kaynak tüketimi ve israf… 

İklim krizi, doğal afetler, sosyal eşitsizlik sağlık sorunları gibi olaylar doğal düzenin bozulmaya uğradığını bize işaret etmektedir. Gerçekten de yeryüzünde kimyası ve doğası gereği sınırlı kaynakların hoyrat, umarsız, hesapsız bir şekilde çok hızlı tüketilmesi şu soruyu beraberinde getirmektedir: Dünya’nın ruhu geride mi kaldı?

Beyaz adam annesi toprağa ve kardeşi olan gökyüzüne, alıp satılacak, yağmalanacak bir şey gözüyle bakar. Onun bu ihtirasıdır ki, toprakları çölleştirecek ve her şeyi yiyip bitirecektir.
Beyaz adamın kurduğu kentlerde huzur ve barış yoktur. Bu kentlerde bir çiçeğin taç yapraklarını açarken çıkardığı tatlı sesler ve bir kelebeğin kanat çırpınışları duyulamaz.
Beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu, son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde anlayacak...Kızılderili Şef Seattle -1853 

Nature Sustainability dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre insanlar Dünya'nın bir yılda ürettiğinden yaklaşık yüzde 73 daha fazla doğal kaynak kullanıyor. Çalışma insanlığın talebiyle doğanın üretim kapasitesindeki büyük farkı ortaya koyuyor. 

ABD’li ve Sri Lankalı araştırmacılardan oluşan bir başka ekip ise insanların dünyanın mevcut kapasitesinden daha fazlasını kullanmaya devam etmesi halinde doğal kaynakların kısa bir süre sonra tükeneceği ve gelecekte büyük kıtlıkların görüleceği konusunda uyarıda bulunuyor. 

Öyle ki bu tespitlerin netleştirilmesi ve belirlenmesi adına yapılan uluslararası çalışmalara göre her yıl Dünya Limit Aşım Günü belirleniyor. Dünya Limit Aşım Günü dünyanın bir yıl içerisinde kendini yenilediği kaynaklardan daha fazlasını doğadan talep etmesi sonucu sonraki senenin kaynak miktarlarını tüketmeye başladığı gündür. Örnek vermek gerekirse 2021 yılında 29 Temmuz ayında Dünya 2021 yılına ait kaynak miktarını tüketerek yılın sonraki aylarında gelecek yıllar için ayrılan kaynaklardan  ödünç almıştır. (Elbette bu konu derinlemesine, verisel, kantitatif çıkarımlar ile uzatılabilir detaylandırılabilir. İlgi ve merakı olanlar daha detaylı bilgi almak için araştırma raporları ve akademik bulgular üzerinden bilgi temin edebilir.)

Bütün bu gerçekler bizleri yaşam ve doğa hakkında yeniden düşünmeye faaliyetlerimizi gözden geçirmeye yaşam ve yönetim felsefelerimizde sürdürebilir bir yaşam imar etmeye memur kılıyor. 

Sürdürebilir bir yaşamı mümkün kılmak için kurumlar ve bireylerin de hassasiyeti önem arz etmektedir. Bireysel olarak neler yapılabilir birkaç öneri ile sonlandırmak yerinde olacaktır.

*Sürdürülebilir yaşam için öneriler arasında ilk sırada, atıkların azaltılması var. Doğru ürünleri ihtiyacınız kadar alarak ve aldıklarınızı doğru yöntemler ile saklayarak, atıklarınızı azaltabilirsiniz. 

*Su tüketiminde dikkatli olmak, sürdürülebilir yaşam için elzem. Sebze ve meyveleri yıkarken akan su kullanmamak, diş fırçalarken ve banyo yaparken kullanılan suya dikkat etmek pratik uygulamalardan sadece ikisi. Dünyanın %70’i su ile kaplı olsa da bunun sadece %2,5’u taze ve sadece %1’i insan erişimine açık. Geçtiğimiz yüzyılda su tüketimi nüfusun iki katı oranda arttı. Su kullanımı daha efektif olacak şekilde düzenlenirse evlerde %45 oranında tasarruf sağlanabileceğine işaret ediliyor.

*Tasarruflu ampul kullanarak ve gün ışığından yararlanarak, enerji tüketiminizi azaltabilirsiniz. Eğer dünya üzerindeki herkes enerji tasarruflu ampul kullanmaya başlarsa her yıl 105 milyar Euro tasarruf edilebiliyor.

*Sürdürülebilir yaşam projeleri, sürdürülebilir markalar ve sürdürülebilir ürünlere yönelebilir, aldığınız doğa dostu ürünlerle hayatınızda fark yaratabilirsiniz. 

Faydalı Olması Dileğiyle

M.Sc. Semih KAÇAR
Stratejik Yönetim | Organizasyonel Gelişim | İnsan ve Kültür | İş Geliştirme | Değişim Yönetimi | Mühendis | Eğitimci | Yazar | İSGU

https://semihkacar.wordpress.com/